The Cannibal Man, yeni İspanyol korku filmlerinin sıradanlığı ve gereğinden fazla değer biçilmişliği göz önüne alındığında, daha da bir önem kazanıyor.
Bir hayli eğlenceli bir film olan Slugs: The Movie, devleşerek insanlara saldıran hayvanlar mitosunun en uçuk örneklerinden biri olmayı sonuna kadar hak ediyor.
Ucuzca bir film olmakla beraber, ara sıra temposunu düşürüp sıkıcılaşsa da, SEED, son derece nihilist, son derece acımasız, sadist ve oldukça depresif bir film.
Japon Tomoya Sato’nun 39 dk.lık uzun kısa filmi L’Ilya’nın konusu intihar üzerine kurulu. Filmde ayrıca geleneksel Japon toplumuyla alakalı unsurlar da görmek mümkün. Sizden beklenenlerin arkasında yatan anlamı anlamaya çalışmak, iletişimi öğrenmek ve duygularınızı ifade edebilmek ama en çok intihar üzerine bir
Japon korku sinemasının Ringu’dan sonraki en başarılı işlerinden biri ile karşınızdayız. Ju-On aslında Japon under ground video piyasası için çekilmiş bir seri iken başarısının sonucu “Biz bunu daha büyük kitlelere de taşıyalım” diyerek sinemaya aktarılmış. Tabii ki video versiyonunun fazlaca amatör olmasından
Öncelikle söylemek istiyorum ki uzun zamandır böyle ruh hastası bir film izlememiştim. Evil Dead 2’de evdeki her şeyin kahkahalarla güldüğü sahneyi hatırlayın. Şimdi baştan aşağı o sahne ayarında görüntülerle bezenmiş bir film düşünün. Hausu böyle bir film. Zaten sonlara doğru iyice “bir
Aslında bu filmi seyredeli neredeyse bir yıl oldu. Üstelik beğenmiştim de… Ama ülkemizde vizyon bulma şansından pek umutlu olmadığımdan olsa gerek, bir ara yazarım deyip unuttuğum küçük bir başyapıt [REC] İspanyol sinemasını çok seviyorum ve hatta latin yönetmenlerin Hollywood işlerine de bayılıyorum.