19.Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde 18 Aralık Pazar…
Peter Svatek’in yönettiği “Hayat Tiyatrosu” (Theater of Life) ise muhteşem bir projenin hikayesi: Milano Fuarı’ndan çıkan atık gıda malzemeleri, dünyaca ünlü şefler tarafından 40 gün boyunca aşevi sakinleri için harika yemeklere dönüştürülüyor. Bu harikulade fikri ve gerisinde yatanları, saat 11.00’de Atlas Sineması’nda izlemek ve gösterim öncesinde Beykent Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi ve Gastro Gösteri kitabının yazarı Yrd. Doç. Dr. İlkay Kanık’tan dinlemek de mümkün olacak.
Arjantinliler’in en büyük düşkünlüğü olan barbekü ise “Asado Hakkında Her Şey” (Todo Sobre el Asado) filmine ilham verdi. Mariano Cohn ve Gaston Duprat’ın yönettiği film, Arjantin’de geleneksel mutfak kültürünün yanı sıra yaşam kültürünün de önemli bir parçası olan bir ritüeli ele alarak toplumsal hayata da ayna tutuyor. Film; Hürriyet Daily News yazarı, gastronomi rehberi ve Ankara Slow Food hareketinin öncüsü Aylin Öney Tan’ın sunumuyla saat 13.30’da Atlas Sineması’nda beyaz perdede olacak.
Bu yıl San Sebastian Film Festivali’nin yarışma seçkisinde yer alan ve Fransız Yeni Dalga’sından izler taşıyan “İlk Aşk” (La Reconquista), filmin başrol oyuncusu Francesco Carril ve yapımcısı Javier LaFuente’nin katılımıyla saat 16:00’da Atlas Sineması’nda gösterilecek. Gösterim sonrası Francesco Carril ve Javier LaFuente seyircilerin sorularını yanıtlayacak.
Belgesel ile kurgu, gerçek ile hayal arasındaki sınırları zorlayan ve film yapma sürecine bakan filmleri ile İspanyol sinemasında bir öncü sayılan İspanya’nın en saygın ve en etkili arthouse yönetmenlerinden Jose Luis Guerin’in son filmi “Periler Akademisi” (La Academia de Las Musas) saat 19:00’da Atlas Sineması’nda gösterilecek.
Günün son filmi yine Atlas Sineması’nda saat 21:30’da gösterilecek. Haksız yere 30 yıl cezaevinde yatan bir kadının intikam hikayesinin anlatıldığı Lav Diaz’ın bu yıl Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülünü kazanan filmi “Giden Kadın”(The Woman Who Left).
[tabs type=”horizontal”]
[tabs_head]
[tab_title] Beyoğlu Atlas Sineması Filmleri [/tab_title]
[tab_title] Fatih Cinemaximum Historia Filmleri [/tab_title]
[/tabs_head]
[tab]
HAYAT TİYATROSU / THEATRE OF LIFE
Yönetmen: Peter Svatek
Senarist: Peter Svatek
“Hayat Sahnesi”, Milan 2015 Dünya Fuarı sırasında, ünlü şef Massimo Bottura’nın öncülüğünü yaptığı Refettorio Ambrosiano isimli sıra dışı bir aşevinin hikâyesi. Massimo, dünyanın en iyi 60 şefinikendisiyle birlikte Milan’daki evsizlere ve mültecilere yemek pişirmeye davet etti. Tüm yemekler, fuardan arta kalan ürünlerden yapıldı.
Bu sene San Sebastian Film Festivali’nin Culinary Zinema bölümünde gösterilen ve ödüle layık görülen film, yemek ve hayat üzerine son derece ilham verici bir belgesel.
ASADO HAKKINDA HER ŞEY / ALL ABOUT ASADO / TODO SOBRE EL ASADO
Yönetmen: Mariano Cohn, Gastón Duprat
Senarist: Andrés Duprat
Asado Hakkında Her Şey, Arjantin’in derinliklerine bir yolculuk. Asado, bir yemek ve bir ritüel, hem ilkel hem modern, hem vahşi hem sofistike, hem sanat hem de bilim. Ulusal kimliğin vazgeçilmez özelliklerinionun kadar orijinal ve isabetli biçimde tanımlayacak pek az fenomen vardır. Nerdeyse kutsal sayılan bu gelenek ilk kez bir filmde bu kadar keskin ve münasebetsiz br bakışla ele alınıyor.
İLK AŞK / LA RECONQUISTA
Yönetmen: Jonás Trueba
Senarist: Jonás Trueba
Oyuncular: Francesco Carril, Itsaso Arana, Aura Garrido, Candela Recio, Pablo Hoyos
Manuela ve Olma, on beş yıl önce ilk aşklarını yaşayan birer yeniyetmeykensözleştikleri o uzak gelecekte tekrar bir araya gelirler. Bu romantik başlangıcı temel alan “İlk Aşk”, zaman kavramını ya da daha doğrusu zaman algısını inceleyen, kaybedilen ve yeniden hatırlanan zaman hakkında bir film. Kendimizle ilgili neleri hatırladığımız, neleri hatırlamadığımız hakkında… Bizi tanımladığı için ve hem bugün hem geçmişte hem de gelecekte bizi biz yaptığı için sadık kalmakta ısrar ettiğimiz kelimeler, hareketler ve duygular hakkında.
Trueba, yürüyüşler ve danslar, konuşmalar ve sessizlikler, jestler ve artık aynı dili konuşmayan bakışlardan oluşan tuhaf bir ritüeli üst düzey bir hassasiyetle perdeye yansıtıyor. Kayıp zaman ve geride bıraktığı yaralar üzerine mükemmel bir film.
PERİLER AKADEMİSİ / LA ACADEMIA DE LAS MUSAS
Yönetmen: José Luis Guerín
Senarist: José Luis Guerín
Oyuncular: Raffaele Pinto, Rosa Delor Muns, Emanuela Forgetta, Patricia Gil, Mireia Iniesta, Carolina Llacher, Gavino Arca
Bir filoloji profesörü, dersten sonra eve döndüğünde ne eğitim anlayışına ne de klasiklerden referans alarak geliştirdiği bir proje olan ve dünyayı şiir vasıtasıyla değiştirmeyi amaçlayan Perileri Akademisi’ne inanmayan eşi tarafından sorguya çekilir. Bu tartışmalı proje, dil ve tutkunun hüküm sürdüğü bir dizi durumu tetikleyecektir.
Aşk ve arzu, öğretmek ve bilmek kavramlarını, aslında hayatın kendisini keşfetmek üzere belgesel, melodram, komedi ve gerilimi iç içe geçiren,gerçek anlamdailgi çekici bir sinema denemesi. Hakiki anlamda özgür, çılgınca yaratıcı, neşe ve tutku dolu bir film.
GİDEN KADIN / ANG BABAENG HUMAYO
Yönetmen: Lav Diaz
Oyuncular: Charo Santos Concio, John Lloyd Cruz, Michael de Mesa, Shamaine Centenera-Buencamino, Marj Lorico, Mayan Estanero
Son 30 yılını kadınlar hapishanesinde geçiren Horacia, eski bir ilkokul öğretmenidir. Hapishanede başkalarına okuma yazma öğreterek sakin bir yaşam sürmektedir. Başka bir mahkûmun, Horacia’nın hapse girmesine neden olan suçu işlediğini itiraf etmesiyle serbest bırakılır ve uzun süredir görmediği ailesini aramaya başlar. Kayıp oğlu Junior’ı ararken, vatanını, 90’ların sonundaki Filipinler’i yeniden keşfeder; yolsuzluklar ve giderek çoğalan adam kaçırma olaylarının dehşeti içinde yaşayan bir halkla karşılaşır.Verici kişiliği, intikam duygularıyla lekelenmeye başlar.
Bir dizi uzun siyah beyaz hareketsiz plandan oluşan 226 dakikalık bir filmi ‘iyi odaklanmış’, ‘özlü’ ve ‘kolay anlaşılır’ diye tanımlamak kulağa tuhaf gelebilir ama “Giden Kadın”da gereksiz hiçbir şey yok. Bastırılmış duygular ve incelikli ayrıntılarla dolu her sahnesinde günümüz Filipinleri’ni zehirleyen pasifliği, kurumsal ve ahlaki çöküşü anlatıyor.
[/tab]
[tab]
MADEN
Yönetmen: Yavuz Özkan
Senarist: Yavuz Özkan
Oyuncular: Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Hale Soygazi, Meral Orhonsay, Halil Ergün, Ahmet Turgutlu
Sosyalist devrimci bir maden işçisi olan İlyas, iş arkadaşlarını maden ocağındaki kötü koşulları daha fazla kabul etmemeye ikna etmeye çalışmaktadır. Zamanla çabaları sonuç verir ve iş arkadaşlarını sarı sendikanın etkisinden kurtarır. O sıralarda bir grup işçinin göçük altında kalması da bu kararda etkili olur. Bu olumsuz durumu aşarak çalışma koşullarının düzeltilmesini sağlamak için İlyas ve Nurettin bir imza kampanyası başlatır. Bu süreçte patron önce işçi ailelerinin gözünü boyamak için şehre lunapark getirtir, işe yaramayınca da İlyas’a suikast düzenler. Başarısız suikast girişimiyle birlikte işçiler arası dayanışma da giderek artar ve iş yavaşlatma ile başlayan eylemler, İlyas’ın göçük altında kalmasıyla greve dönüşür.
İSPANYA’NIN BİR GÜNÜ / SPAIN IN A DAY
Yönetmen / Director: Isabel Coixet
Yönetmenliğini Kevin MacDonald’ın, yapımcılığını Ridley Scott’ın üstlendiği Life in a Day filmine temel olan fikirden yola çıkarak hayata geçirilmiş bir film projesi olanİspanya’nın Bir Günü, İspanya’da ve yurtdışında yaşayan İspanyol halkının hikâyesini İspanyol halkı tarafından çekilmiş bir filmle anlatmayı hedefliyor. Aynı zamanda muazzam bir sosyal ve kültürel değişime sahne olan günümüz İspanyası’na ait korkuları ve hayalleri geleceğin İspanyol halkına aktarmayı amaçlıyor. İspanyol halkı tarafından yaratılmış ve çekilmiş en yenilikçi toplumsal film ve İspanya’da gerçekleştirilmiş en sıra dışı toplumsal sinema eylemi.
Bir acı gerçekler toplamı olmaktan çıkıp arzuların, merakların, hataların, acıların, mutlulukların, gözyaşlarının, kahkahaların büyüleyici bir birleşimine dönüşen bu film, kim bu İspanyollar, ne hissederler sorularına güzel bir karşılık olarak da son derece ilgi çekici.
WANTON MEE
Yönetmen: Eric Khoo
Senarist: Chew Chia Shao Min, Tan Fong Cheng
Oyuncular: Koh Boon Pin, Bill Teoh, Tammie Chew, Joe Moreira
İş hayatı yüzünden artık kendini yavaş yavaş tükenmiş hissetmeye başlayan orta yaşlı yemek eleştirmeni Chun Feng Koh, yerel yemekler üzerinden, kendi hayatını ve Singapur’un gelişimini incelemeye karar verir. Özellikle çalıştığı gazetenin dijital dünyaya geçenler kervanına katılması, iyice sabrını zorlamaktadır. Ancak, çalıştığı şirketin, yazılarını destekleyecek görüntüler çekmesi için ona verdiği el kamerasının aslında tam bir nimet olduğu ortaya çıkacaktır. Koh, yerel büfelere giderken el kamerasını da yanında götürüp büfe sahiplerinin hikâyelerini kaydetmeye başlar. Bu hikâyelerde Singapur yemeklerinin nasıl yaratıldığının tarihi gizlidir.
FRANCISCO SANCTIS’İN EN UZUN GECESİ / LA LARGA NOCHE DE FRANCISCO SANCTIS
Yönetmen: Andrea Testa, Francisco Márquez
Senarist: Andrea Testa, Francisco Márquez
Oyuncular: Diego Vel´zquez, Laura Paredes, Valeria Lois, Marcelo Subiotto, Rafael Federman
Buenos Aires, 1977. Ülke askeri diktatörlük yönetimindedir. 40 yaşlarında bir ofis çalışanı olan Francisco Sanctis, dehşet verici siyasi ortama rağmen eşi ve iki küçük çocuğuyla sakin bir yaşam sürmektedir. Bir öğleden sonra, 20 yıldır görmediği üniversite arkadaşı Elena’nın telefonuylaFrancisco’nun günlük rutini bozulur. Elena, Francisco’ya bir adres ve ordu tarafından evlerinden alınıp götürülecek iki kişini adını verir. Onları uyarmak Francisco’ya kalmıştır.
Fısıldar gibi konuşan ama kulakları sağır eden bir etki yaratan bir film bu. Bir askeri rejimde insanın kendisini rejimin etki alanı dışında tutmasının nasıl bir şey olduğunu, böyle bir şeyin mümkün olup olmadığını sorguluyor. Ne işkence, ne tutuklama ne de kaybolan insanları gösteriyor ama seyircide uyandırdığı korku ve paranoya hissi ile diktatörlükte sürdürülen bir yaşamın sinemadaki en ürpertici yansımalarından biri.
AŞK İÇİN KIKI / KIKI, EL AMOR SE HACE
Yönetmen: Paco León
Senarist: Paco León, Fernando Pérez
Oyuncular: Alex García, Natalia de Molina, Paco León, Ana Katz, Belén Cuesta, Candela Peña, Luis Callejo
Madrid’de sıcak bir yaz gecesi, aşk ve seks üzerine beş hikâyeye sahne olur. Hikayelerin kahramanları,Dacryphilia, Eliphilia, Somnophilia, Polyamori, Harpaxophilia gibi adını bile telaffuz edemedikleriacayip ve alışılmadık özel zevklerini keşfederken tabular birer birer yıkılır. İspanya’nın sevilen komedi yıldızıPaco Leon’un, iki küçük bağımsız komediyle başlayan yönetmenlik serüveninde, özellikle prodüksiyon anlamında çıtayı yükselttiği üçüncü filmi, bu yıl İspanya’nın gişe rekortmenlerinden biriydi.
“Aşk İçin Kiki”, aşkta kendimize koyduğumuz sınırlar ve mutluluk arayışımız üzerine son derece muzip ve bir o kadar dokunaklı bir komedi.
[/tab]
[/tabs]