Tuncel Kurtiz Ters Ninja’da. Sokakta rahatça yürüyemeyecek kadar şöhret sahibi. Yeteneği, ustalığı ise bu şöhretten çok daha ileride. Ama kimin umurunda?
İnsanların değerlerinin ne yaptıklarıyla değil, televizyonda ne kadar gözüktüğüyle ölçüldüğü bir coğrafya ve zaman bu. Şöhret ulaşılabilecek en yüce mertebe. Sınır gökyüzü…
Tek istediğimiz onunla bir fotoğraf çektirmek. Neden? Sevgiden mi, yoksa insanlara “şöhret” denen şeye bir anlığına da olsa çok yakın olduğumuzu kanıtlamak için mi?
Bir süredir “Ramiz Dayı” röportajları okumaktan, yani medyanın, haberleriyle sanki Ezel’den önce, Yeşilçam’dan önce Tuncel Kurtiz diye biri yokmuş gibisinden popülist bir hava yaratmasından rahatsız, bir o derecede de sıkılmış vaziyetteydik. Ramiz Dayı’yı olabildiğince unutmaya çalıştımız bu söyleşiyi gerçekleştirirken -ki bir dünya sanatçısı olarak bu ülkenin sanatına büyük değer katan bir adamı- Tuncel Kurtiz’i unutmayalım.
Ege Görgün sorularını Ramiz Karaeski’ye değil, Tuncel Kurtiz’e sordu.
Söyleşiyi buraya tıklayarak kan kardeşi sitede okuyabilirsiniz.