Misafir KoltuğuYazının başında geç kalmış bir itirafta bulunacağım; artık found footage filmlere eskisi kadar önyargılı değilim. Halen bu alttürün seyirciyi korkutmak için fazla ucuz numaralarla yola çıktığını, netlikten uzaklaşıp görüş darlığına sığınmak gibi bir kaçamak taktiğe çok sıkı kenetlendiğini düşünüyorum.
Ancak found footage çatısı altındaki her yönetmen de taklitçi değil, bunu da kabul etmek gerek. Son aylarda bu alttürde gerçekten değişik bir şeyler yapmaya çalışan çeşitli filmlere denk geldim ve büyük çoğunluğu yaratmak istediği etkiyi sonuna kadar koruyamasa da gösterdikleri çaba için dahi seyredilmeyi hak ediyordu. 2006 yapımı Alone with Her da bu çabada yapılmış ve korku/gerilim sevenlerin haberdar olması gereken filmlerden. Çok iyi mi? Ne yazık ki tür içinde parlamasını engelleyen eksikleri var, ancak 78 dakikalık sürede yarattığı doku onu konuşulmaya değer kılıyor.
Filmimiz Doug isimli bir “stalker”ı ve kurbanı Amy’nin başından geçenleri anlatmakta. Filmin ilk dakikalarında parkta uzaktan gördüğü Amy’e saplantılı bir şekilde tutulan Doug, ilk fırsatta Amy’nin evine gizlice girer ve her odaya küçük gizli kameralar yerleştirir. Bu sayede kurbanının hayatıyla ilgili tüm detayları öğrenen Doug, edindiği bilgiler ışığında genç kadının önce arkadaşı, sonra da sevgilisi olmayı planlamaktadır.
Alone with Her’ün seyirciye vermek istediği bir mesaj var ise o da kulağa ilk başta abartılı gelen bu planın aslında ne kadar kolay uygulanabilir olduğu. Film zaten açılış ekranında hayatımızın gelişen teknolojiyle ne kadar kolay kayıt altına alınabildiği ve bunun kontrolsüzlüğü ile ilgili bir mesajla girizgahını yapıyor. Filmin bu mesajın altındaki ürkütücülüğü ekrana güçlü bir şekilde yansıttığını söylemek mümkün. Buradaki gerilim tamamen gözetim altında olan bir kurbanın kendisine sunulan dostane tutumun arkasındaki karanlıktan bihaber olması üzerine kurulu (Filmi belki de vouyerist bir yapım saymak daha doğru). Alone with Her’ün neredeyse on senelik bir film olduğu düşünüldüğünde aslında found footage için çağının biraz ilerisinde bir fikre sahip olduğunu bile söylemek mümkün. Zira internetin ve webcam’lerin gündelik hayatımızı zaptetmesinden ve bunun korku sinemasında değerlendirilmesinden hemen önceki dönemde yapılmış, belki de bu yüzden görünürde kalamamış bir filmden bahsediyoruz. Filmin mantığını “webcam korkusu” üzerinden değil de “Biri bizi gözetliyor” fikrinden kurması da dönemini yansıtır nitelikte.
Found Footage’ın son yıllarda ürettiği en ilginç çalışmalar özel hayatın ihlali temasıyla yola çıkan işlerden oluşuyor. 2011 yapımı Megan is Missing ya da 2013 yapımı The Den gibi türün farklı ve güçlü örnekleri ile büyük benzerlik taşıyan Alone with Her’ün aslında bu filmlerin öncülü olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Filmde Amy yolunu Meksikalı oyuncu/model Ana Claudia Talancon üstlenirken Doug’u daha tanıdık bir isim, Colin Hanks canlandırıyor. Şüphesiz Hanks’in bu filmdeki rolü onun beş sene sonra Dexter dizisinde Travis Marshall’ı canlandırmasına kapı açmış, iki karakter arasındaki benzerliği fark etmemek neredeyse imkansız. Görülen o ki Colin Hanks, babası Tom Hanks’in yıllar boyu beyazperdede yarattığı güvenilir ve sevimli imajın bir yandan izlerini taşıyan, ancak bir yandan da bu imajı çok karanlık noktalara çeken bir oyunculuğa kendini odaklamış. Alışılmış stereotiplerden uzak ve gerçekçi bir orta-sınıf tacizcisi modeline Hanks’in performansının başarılı bir şekilde hayat verdiğini söylemek mümkün.
Ne var ki Alone with Her yapmak istediği her şeyi gerçekleştirebilmiş bir film değil. Hikayenin akışı bazı noktalarda çok iyi bir ritme tutturulmuş iken son yirmi dakikada eğreti bir acelecilik gözlerden kaçmıyor. Elindeki malzemeyi daha geniş tutabilse, mesela en azından kendine bir yirmi dakikalık daha nefes odası yaratabilse Alone with Her seyircide çok daha güçlü bir etki yaratabilir, en azından ikinci yarıdaki acelecilikten kaynaklı eğretilik bir ölçüde giderilebilirdi. Buna rağmen filmden oldukça keyif aldığımı söyleyebilirim. Eğer Megan is Missing veya The Den filmlerini seyrettiyseniz, Alone with Her’ü de beğenmeniz muhtemel. En azından karanlık tünellerde kovalamaca sahnesi olmayan bir found footage buldum ya, bu bile benim için yeterli.
Öteki Sinema için yazan: Yigilante Kocagöz