Grotesque; sadizm, tecavüz, işkence, adam öldürme gibi öğeleri ardı ardına veriyor. Bir olay örgüsü kurmadan seyirciyi vahşetin doruklarında gezdiriyor.
The Killing Kind, Norman Bates’in annesinin ölmediği ve Bates’in annesiyle beraber yaşamak zorunda kaldığı paralel bir evrende geçen alternatif bir Psycho öyküsüne benziyor.
Birtakım gizemler barındıran neşeli bir filmken karanlık tarafa geçen Sonnim, tapınma derecesine varan itaatkârlığın sonunun pek de hayırlara vesile olmadığını imliyor.
Aynı zamanda başarılı bir işadamı olan Chai Yee Wei, Blood Ties ile son yıllarda artan Singapur yapımı korku filmleri arasından rahatça sıyrılan bir ilk filme imza atmış.
Puzzle, hayatta kalma hikâyelerini, bol ‘twist’li senaryoları ve grafik şiddet katsayısı yüksek intikam filmlerini sevenlerin ıskalamaması gereken bir film.
Türk Sineması’nın geçmişini bilen, bugününü takip eden hemen herkes bir şeyi çok iyi bilir. Biz nitelikli aksiyon-macera filmi çekemeyiz. Son dönemlerde ucuz komediler ile bayık festival filmleriyle boğulan sinemamızdan çıkan ve film sayılabilecek yapımlar bile çok azken; temposu yüksek, dövüş sekansları sağlam,
The Equalizer, geçmişinde pek de gurur duymadığı işler yapan ve bu sebeple teşkilattan ayrılan Robert McCall’un, bir anti-kahramana dönüşmesini konu alıyor.
Linkin Park'tan tanıdığımız Joseph Hahn mahsulü Mall, sadece görsel anlamda sığ kabul edilebilecek bir örnek olmanın çok daha ötesinde kusurlara sahip.