Happy End aslında bir sınıf eleştirisi ama Haneke bunu sadece burjuva ailesinin küçük oğlu üzerinden yapmıyor, çok katmanlı bir yapı kurarak bir düzine kadar karakter üzerinden filme yayıyor.
Lucrecia Martel’in son filmi Zama, çöküşün, düşüşün, yıkımın, mahvoluşun, batışın, başarısızlığın ve çıkışsızlığın şiirini yazarak Kafka, Camus, Dostoyevski ve biraz da Bunuel’den izler taşıyan bir sömürge yolculuğuna çıkarıyor bizi.
Russian Telegraph'ın hazırladığı Dragon of Afghanistan adlı belgesel Bruce Lee'ye benzerliği sayesinde şöhret olan bir Afgan sporcunun, Abbas Alizade'nin hayatını anlatıyor.
Suburbicon (2017), Bridge of Spies’tan (Casuslar Köprüsü, 2015) sonra Coen Kardeşlerin başkası için yazdığı en iyi senaryo. Eğer George Clooney filmi çarçur etseydi çok üzülürdük ama beklediğimizden iyi bir film çıktı.
Semih Kaplanoğlu Buğday'da başka büyük sinemacılara ve eserlerine özeniyor ama o referansların üzerine orijinal bir şey koyamıyor ve geçmiş yapıtlarının bile gerisine düşüyor.
Canım Kardeşim, toplumcu Türk sineması için bir çıkış noktasıdır ancak usta yönetmeni ve yıldız oyuncularına rağmen gişede tutmaması sebebiyle geciktirici bir etkiye de sahiptir. Eğer film başarılı olsaydı Ertem Eğilmez ve Tarık Akan bu yolda başka eserler de vererek gişe sinemacıları üzerinde
This Is England, İngiltere’deki Başbakan Margaret Thatcher yönetimine yönelik eleştirilerin yanı sıra, dönemin siyasal atmosferini de yansıtan belgesel görüntülerine de yer veren bir Üçüncü Sinema örneği...
Alien: Covenant da öyle hissettiriyor. Eski filmlerden alıp harmanlayan, o filmlerin atmosferine çok yaklaşan, ama seri adına yeni bir şey söylemeyen bir film. İleri teknolojinin seriyi nerelere götürebileceğini görmek açısından güzel ama maalesef Alien cephesinde yeni bir şey yok.
Woody Allen’ın, son yıllardaki en dişe dokunur filmlerinden olan ve usta sinemacının hala sağlam işler yapabileceğinin açık göstergesi olarak dikkat çeken Wonder Wheel, sinematografisiyle büyüleyen, retro atmosferiyle izleyicisine içine çeken, sürükleyici bir seyirlik.
Aziz Nesin’in ve güçlü oyunculuğuyla Halit Akçatepe’nin katkısıyla başarıya ulaşan Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz tıpkı Atıf Yılmaz’ın Değirmen’i gibi çok öne çıkamamış bir hazine olarak sinemamızdaki yerini almıştır.
Kutsal Geyiğin Ölümü’nün senaryosu yüzyıllar evvel yazılmış. Filmdeki her karakterin Agamennon’un trajedesinde karşılığı var. Elbette Yunan mitolojisinden beslenen güncel öykülere bir düşmanlığımız yok, Yunanlı bir sinemacının bunu yapmasında da hiç sakınca yok ama Zehirli Sarmaşık misali geceyarısından sonra TV’de gösterilen 3. sınıf