Türk, karşılaştığı satranç oyuncularının en usta olanlar dışında hemen hepsini yenmiş, Napolyon, Benjamin Franklin, Charles Babbage gibi döneminin ünlü isimlerini topluluklar önünde mat etmiş, endüstri devrimine, telefonun icadına, ilk bilgisayarlara, dedektiflik öyküleri ve fantastik edebiyata esin olmuş dünyanın en ünlü otomatonuydu.
The Killing Kind, Norman Bates’in annesinin ölmediği ve Bates’in annesiyle beraber yaşamak zorunda kaldığı paralel bir evrende geçen alternatif bir Psycho öyküsüne benziyor.
Bir korku filmine girdiğinizde perdede ne göreceğiniz aşağı yukarı bellidir. Tüm şablonlar çıkarılmış, yıllar içinde kullanılan her yeni korkutma aracı bir klişe haline gelmiştir. Yeni yetme yönetmenlerin ille de korku filmi çekerek başlayalım hevesleri yüzünden de başarılı olarak addediğiniz her korku filminin
Doksanlar denilince ilk akla gelen kült filmlerden biri de Alex Proyas üstadımızın yönettiği The Crow’dur. Doksanlı yılların ex-generation gençliğini oldukca etkilemiş olan film gerek karanlık yapısı gerekse talihsiz bir kaza sonucu Brandon Lee’nin ilk düzgün filminde vefat etmesi sonucu kısa zamanda kült