80'lerin vurdumduymaz havasını çok iyi yansıttığını düşündüğüm The Burning döneme ait defolardan bolca barındırsa bile Tom Savini’nin zamanının ötesinde efektleri sayesinde her daim “en iyi slasher” listelerinde kendine yer bulmayı garantiliyor.
Dylan Dog’un yaratıcısı Tiziano Sclavi’nin aynı adlı romanından uyarlanan Cemetery Man aslen yazarın Dylan Dog öncesi karaladığı eskizinden yola çıkıyor.
2010 yapımı Predators, yeni bir hikâye kurgulamak yerine ilk filmin iskeletini aynen alıp, dünya yerine başka bir gezegenin ormanını set olarak kullanmak gibi bir iki önemsiz değiştirme ile yoluna devam ediyor.
Asansör fobiniz var ise, Şeytan’ı sizin içinizde değilde dış dünyadan bir varlık olarak görüyorsanız ve çözülemeyen cinayet vakalarını seviyorsanız bu filmi izleyin.
Sizleri Ozploitation'ın kıyıda köşede kalmış, ancak fanları tarafından çokça sevilen bir örneği ile tanıştırmak istiyoruz. 1982 yapımı Tony Williams'ın yönettiği Next of Kin...
Gösterildiği sene Tayland'daki gişe rekorlarını alt üst eden Body sob 19 Uzakdoğu korku filmlerine yönelik şikayet sahiplerini tatmin edeceğini umduğumuz bir film.
Cannibal Holocaust ile sinema tarihinin belki de en rahatsız edici filmlerinden birini çekmiş Ruggero Deodato'dan şanına yakışır hasta ruhlu bir film La casa sperduta nel parco.
Maniac Cop üçlemesi özellikle ilk iki film ile çoktan kült statüsüne ulaşmış başarılı çöp film örnekleri. Üçü için de ortak söyleyebileceğim en önemli nokta oyuncu seçimlerinin çok başarılı olduğu.