Lifeforce (1986)
Tobe Hooper'ın yönettiği Lifeforce, hayal gücü olarak bambaşka bir kafada, adeta vites değiştirip uçuyor finale doğru!
alt kültür sinema yayını
Versus (2000)
2000 yapımı Versus, çılgın Japon filmlerini sevenleri mest edecek, kılıç ve silah sesleriyle bezeli hoş bir seyirlik.
Unhinged (1982)
Unhinged, 80'lerin kıyıda köşede kalmış, hatta unutulmaya yüz tutmuş slasherlarından biri. Meşhur Video Nasties listesinde de adı geçiyor.
John Carpenter’s The Ward / Koğuş (2010)
John Carpenter The Ward ile nihayet aramızda. Arada MoH için çektiği iki kısayı saymazsak ustadan en son 2001 tarihli Ghosts of Mars’ı izlemiştik.
Ugetsu (1953)
Japon korku filmi denildiğinde aklınıza Ring, Ju-on ya da Audition gelmesin. Ugetsu, son derece naif ve şiirsel bir hayalet filmi.
Fritt Vilt 3 / Cold Prey 3 / Şeytanın Oteli 3 (2010)
Bu kez makara başa sarıyor. Şeytanın Oteli 3 seri katilin nasıl oluştuğuna odaklanıyor. Bu anlamda da klişelere sadık bir yapım.
Wai dor lei ah yut ho / Dream Home (2010)
Dream Home, hayaletler, huzursuz ruhlar, intikam peşindeki perili evler ya da birbirinden garip büyüler ile uzaktan yakından ilgilenmiyor.
The Wolfman / Kurt Adam (2010)
The Wolfman / Kurt Adam, 1941 yapımı filmin öyküsünü, geleneği de yıkmayacak farklılıklar katarak tekrarlıyor.
Kokuhaku / Confessions (2010)
Confessions, başlarda klasik bir Japon lise filmi gibi gözükse de derin psikolojik hesaplaşmalarla farklılığını gösteriyor.
Nightmares (1983)
Enteresan bir şekilde gözden uzak kalmış bir film Nightmares. Halbuki piyasadaki birçok 80'ler B-filmine göre oldukça kaliteli.
Outcast (2010)
Eğer Let the Right One In’i beğendiyseniz, Outcast iyi bir alternatif. Evet, belki biraz daha defolu ama, hepimiz arada sırada outlet mağazalardan alışveriş etmiyor muyuz?
Trolljegeren / Trollhunter / Trol Avcısı (2010)
Andre Overdal'ın yazıp yönettiği 2010 Norveç yapımı Trolljegeren de mockumentary tarzında çekilmiş bir tür korku/gerilim filmi.
My Soul to Take / Satılık Ruh (2010)
Slasherı 80’lerde Elm Sokağı ve 90’larda Çığlık ile şekillendiren Wes Craven’in son işine kayıtsız kalamazdık: My Soul to Take.
Vanishing on 7th Street (2010)
Detroit’te olağan bir gece sürerken ani bir elektrik kesintisi ile bütün şehir karanlığa gömülür. Karanlığın içinde kalan herkes bir anda buharlaşmışcasına arkalarında giysi ve takılarını bırakarak yok olur
Black Swan (2010)
Black Swan, Aronofsky'nin kusursuzluk arayışında güçlü bir adım olarak görülebilir, ancak külliyatı içinde Requiem for a Dream'in üstüne çıkamadığını üzülerek görüyorum. Yönetmenin son on yıla damgasını vurduğu ise tartışılamaz.
The Food of the Gods / Dev Tohumu (1976)
The Food of the Gods senaryosu mantık hataları ile dolu ama asıl amacı devleşen hayvanların saldırısının yarattığı dehşet duygusunu yaşatmak.
The Children / Histeri (2008)
The Children, çarpıcı detay çekimleriyle evi merkeze alan genel çekimler arasında kontrast yaratıyor ve ürkütücü bir atmosfer kurmayı başarıyor.
The Vampire Lovers (1970)
The Vampire Lovers, Sheridan Le Fanu’nun ölümsüz ve birçok edebi esere ilham olan kitabı Carmilla’dan uyarlanmış.
Sleepy Hollow / Hayalet Süvari (1999)
Washington Irwing'in The Legend of Sleepy Hollow isimli klasik hikâyesine dayanan film; korku, fantazi ve romantizm karışımı bir eser...
The Killbillies (2002)
The Killbillies, adından anlaşılacağı üzere, öldürme içgüdüleri yüksek taşralıları anlatan bir filmdir. Film iki düşman aile arasındaki kan davasına odaklanır.
Wicked City (1987-1992)
Hideyuki Kikuchi’nin, Canavarlar ve İnsanlar arasında süren gizli savaşı bitirmek için doğacak mesihi konu edinen fantastik-korku türündeki kitabı Wicked City Serisi’ne dayanan anime ve film...