Lifeforce (1986)
Tobe Hooper'ın yönettiği Lifeforce, hayal gücü olarak bambaşka bir kafada, adeta vites değiştirip uçuyor finale doğru!
alt kültür sinema yayını
The Brother From Another Planet (1984)
Mutlaka izlemeye çalışın çünkü hayatla bir derdi olan The Brother From Another Planet gibi çılgın işlerle karşılaşma şansımız gittikçe azalıyor.
Chronicle / Doğaüstü (2012)
Josh Trank'ın ilk uzun metrajlı “gerçek kamera görüntülerini bulduk” filmi Chronicle / Doğaüstü, klişeler üzerine inşa ediliyor.
The Divide / Mahşer Günü (2011)
The Divide, devamlı farklı gruplara bölünen, bölündükçe diğer grubu yok etmeye şartlanan ve nihayetinde kontrolden çıkan insanlığın umutsuz geleceğine yakılmış bir ağıt.
Eva (2011)
"Gözünü kapattığında ne görüyorsun?" Eva, robotların duyguları, onların bizi istilası, bize benzemeleri ya da bizden daha iyi olmalarıyla ilgili.
Prometheus (2012)
Hikaye ‘azılı’ Alien hayranlarını bütünüyle tatmin etmeyecektir belki ama Prometheus uyandırdığı ‘tam olmamışlık’ hissine rağmen harikulade bir deneyim.
Apollo 18 / Ölüm Yolculuğu (2011)
Apollo 18 bir Frankenstein projesi, yani ordan burdan birer parça eklenerek oluşturulmuş ama içine yaratıcı bir deha eklenmiş gibi duruyor.
Plan 9 From Outer Space (1958)
Plan 9 From Outer Space, dönemin çizgi roman estetiğinden oldukça fazla şey ödünç alıyor ki Ed Wood iflah olmaz bir çizgi roman takipçisidir.
Thomas Est Amoureux / Thomas In Love (2000)
Pierre-Paul Renders’in yönetmenliğini yaptığı Thomas In Love adlı bu filmi belki çekildiği sene izlesek uzak bir gelecek gibi gözükebilirdi.
Repo! The Genetic Opera (2008)
Rocksever herkese önerebileceğimiz bir müzikal olan Repo! The Genetic Opera 2008’in gözden kaçan değerlerinden biri.
War of the Worlds / Dünyalar Savaşı (2005)
Neresinden tutsak elimizde kalan remake War of the Worlds, Wells’in kemiklerini mezarında kaç tur döndürmüştür düşünmek dahi istemiyoruz.
Melancholia (2011)
Lars von Trier, Antichrist'tan sonra bir modern şaheserle daha karşımızda! Psikolojik bir mahşer filmi diye nitelendirebileceğimiz Melancholia, hakkında hiçbirşey bilmeden izlemesi daha makbul bir film.
Never Let Me Go / Beni Asla Bırakma (2010)
Kazuo Ishiguro’nun aynı adlı romanından uyarlanan Never Let Me Go, “Bizi insan yapan nedir?” sorusunu odak noktasına alan bir İngiliz filmi.
The Thing (2011)
Öncelikle korktuğumuzun aksine The Thing bir yeniden çevrim değil, 1982'de gösterilen maceranın öncesini anlatan bir "ön hikaye" (prequel).
Twelve Monkeys / 12 Maymun (1995)
1996 yılında beş milyar insan bir virüs yüzünden ölecek. Hayatta kalanlar gezegeni terk edecek. Dünyayı yine hayvanlar yönetecek.
Stake Land / Vampir Cehennemi (2010)
İlk bakışta "photoshop marifetiyle yapılmış havalı bir afişi olan uyduruk korku filmlerinden biri daha" dedim Stake Land için.
Rise of the Planet of the Apes (2011)
Fantastik sinemanın mihenk taşlarından Maymunlar Cehennemi'nin ön bölümü olan Rise of the Planet of the Apes, uzun süredir izlediğimiz en keyifli filmlerden biri.
Space BattleShip Yamato / Uchū Senkan Yamato (2010)
Vaktiniz ve imkanınız varsa Space BattleShip Yamato’nun 26 bölümlük anime serisini izleyin, yoksa yaz okuluna gider gibi bu filmi izlemeniz yeterli.
Transformers 3: Dark of the Moon (2011)
Transformers: Dark of the Moon kullanılan muhteşem efektler ve 3D nimetinin üst noktalara varan teknolojisi ile tam bir kaos hali sunuyor.
Dark City / Gizemli Şehir (1998)
Dark City her ne kadar Matrix fırtınasından sonra kenara atılmış bir yapım olsa da konu itibariyle Matrix’e akıl hocalığı yapmışa benzer.
Super 8 (2011)
Cloverfield ile canavar filmlerini tekrar canlandıran Abrams, Super 8 ile 80'ler çocuklarına damardan bir eğlencelik sunmayı uygun görmüş.