Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusu ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı, "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanı ve "Agatha'da Cinayet" adlı tiyatro oyununun yazarıdır. Sinema yazılarına Öteki Sinema'da devam etmektedir.

blank

Dizi Oyuncuları Vitrin Mankeni mi?

Bir oyuncu ne kadar “iyi” olduğuyla değil, ne kadar “görünür” kaldığıyla ölçülüyor. Takipçi sayısı, PR ajansı gücü, giydiği markalar, katıldığı davetler, paylaştığı story’ler — bunlar oyunculuğun yerini alan yeni yetenek ölçütleri.
24 Ekim 2025
blank

Anatolia Studios: Yarım Kalan Bir Sinema Ütopyası

Türkiye’nin “Cinecittà potansiyeli” her on yılda bir yabancı tarafından test edilip terk ediliyor. Yor’un peri bacaları arasında çekilmiş saçma sapan sahneleri, aslında Türkiye’nin yaratıcı potansiyelinin karikatürüdür. Eğer o potansiyel doğru desteklenseydi, Kapadokya’da kurulan setler bugün “Anatolia Studios” adıyla çalışıyor olurdu.
18 Ekim 2025
blank

Festivalleri Kimler Kemiriyor?

Bugün Türkiye’deki büyük festivallere dikkatle bakın: danışman listelerinde hep aynı isimler döner durur. Bir festivalde “danışman” olan ertesi yıl öbüründe “seçici kurul üyesi” olur, bir sonrakinde “jüri koordinatörü.” Bu iş, liyakat değil, network işidir.
18 Ekim 2025
blank

Zombi Medya: Dijitalin Televizyona Dönüşü!

Bir zamanlar televizyonun mezarını kazanlar, şimdi onun ruhunu platformlara çağırıyor. Ekran küçüldü, yayın akışı dağıldı, reklam araları bitti ama hikâyenin özü aynı kaldı: uzun, yavaş ve yorgun. Ulusal kanal dizileri birer birer dijital platformlara taşınıyor, sanki orada yeniden doğacaklarmış gibi. Oysa olan
16 Ekim 2025
blank

Tüketimin İnşaat Seti: Lego Filmlerinin Anatomisi

Lego’ya karşı bir nefretim yok, hatta saygım var. Ama bu Lego filmlerinden... işte onlardan hiç hazzetmiyorum! Çünkü bu filmler, çocukların hayal gücünü değil, tüketim refleksini büyütüyor. O çocuğun yüzündeki heyecanı görünce seviniyorum; ama aynı anda içimde bir sıkıntı beliriyor. Çünkü o artık
13 Ekim 2025
blank

Cin Kuyusuna Düşen Türk Korku Sineması

2000’li yıllardan itibaren Türk korku sineması kendi içinden doğan bir alt kültür yaratmak yerine, sürekli aynı karanlık tünelde dönüp duruyor. Evet, artık “korku filmi” denince aklımıza tek bir şey geliyor: gözleri dönmüş bir kadın, fonda dualar, loş bir ev ve “muska.” Bu
12 Ekim 2025
blank

Neden Bütün Salonlar IMAX Değil!

Bugün beni hâlâ sinemaya götürebilen tek şey varsa, o da bir IMAX salonunda film izleme ihtimali. Çünkü IMAX, bana çocukluğumun sinema mabedini hatırlatıyor. İşte o zaman yeniden o his geliyor: koltuğa gömülmüş, ağzı açık, gözleri parlayan, zamanı unutan bir çocuk.
11 Ekim 2025
blank

Tron: Ares — Dijital Ruhun Cinayeti

İlk Tron’u çocukken televizyonda izlemiştim; sıradışı, yenilikçi ve gerçek anlamda “dijital evren” fikrini sinemada mümkün kılan bir deneyimdi. 28 yıl sonra Tron: Legacy geldi; bana göre hakkı yenmiş bir eserdir. O film, özellikle Daft Punk’ın müzikleriyle birlikte bir atmosfer yarattı ki —
10 Ekim 2025
blank

Bir Kültür Antikası Olarak Film Eleştirmeni

Görsel çağda söze yer kalmadı. Sinema gibi bir görsel sanatı kelimelerle çözümlemeye çalışan film eleştirmeni, bugünün hız ekonomisinde neredeyse anakronik bir figür. Eskiden eleştiri, bir düşünsel pratikti; bir filmi izlemek kadar onu anlamlandırmak da seyir deneyiminin parçasıydı. Bugün bu süreç “paylaşım”a indirgenmiş
9 Ekim 2025
blank

Sinemanın Gerçek Sorunu: Pahalı Bilet, Kötü Salon!

Artık sinemaya gitmiyoruz. Bunun bir sürü sebebi var. “Pandemide insanlar sinemada film izleme alışkanlığını kaybetti” diyenler var mesela, katılmıyorum ama katıldığım şeyler de var. Bana göre en önemli iki sebep; seyredecek film yok ve olsa bile bilet ücretleri pahalı. Bir de yan
4 Ekim 2025
blank

Sanatsal Bir Rehine: Ayşe Barım

Ayşe Barım dün “ev hapsi şartıyla” serbest bırakıldı. Haberlerde yüzündeki sevinci gördüm; bir anlığına derin bir nefes almış gibiydi. Ama o nefes daha boğazına varmadan, savcılığın itirazıyla yeniden tutuklandı. Bu, onun başına ilk kez gelen bir durum da değil. 17 Şubat’ta ilk
3 Ekim 2025
1 2 3 37
blank

Öteki'den Haber Al