İstismar Sineması

Punisher: War Zone filminin hayranlarına tek getirisi Rob Zombie, Slipknot ve Slayer gibi isimleri içinde barındıran güçlü soundtrack olmuş.

I Saw the Devil, Güney Kore sinemasının son on yıldaki yükselişine oldukça esaslı bir tepecik daha koyan, orijinal bir intikam öyküsü...

Motosikletinin üzerinde elinde makineli tüfeğiyle, kafası bandanalı, genç ve asi bir Amerikalı, arkadan ona sarılmış bir fıstık. Bir nevi "at, avrat, silah"... İşte film budur!

The Skin I Live In, bir nevi modern zaman Frankenstein’ının adım adım intikam yolunda ilerlemesini ürpertici bir biçimde anlatıyor.

Hwanghae, Güney Kore’nin sinemaseverlere şimdilik son hediyesi. Nefes nefese izlenen, kora kor bir intikam hikayesi. Kaçırmayın.

Cut Throats Nine, görüp görebilceğiniz en sert ve acımasız western'lerden biri... Atmosferiyle, acımasızlığıyla, konusuyla ve sürprizleriyle, neresinden bakarsanız bakın, özel bir film...

İnsan nasıl bir varlıktır? Kötü mü yoksa iyi mi? Yaşamaya hakkı olmayacak kadar kötülük yapabilir mi? Dogville.

Machete ile başlayan sahte fragman bağımsızlık mücadelesi, Hobo With A Shotgun ile arayı fazla soğutmadan devam ediyor!

Female Vampire, Lina Romay ile tanışmak için güzel bir örnek, onunla tanışmış olanlar içinse arşivlerinde bulundurmaları gereken bir film.

Dehşet Evi, Miguel Ángel Vivas'ın ilk uzun metrajlı filmi... Avrupa korku sinemasının tüm sert notalarını basan, kiminin çok beğeneceği türden bir film.

Revenge: A Love Story, Uzakdoğudan kopup gelen onlarca intikam filminden biri. Kabaca Oldboy ile Dream Home filmlerinin bir araya gelmiş hali gibi.

Confessions, başlarda klasik bir Japon lise filmi gibi gözükse de derin psikolojik hesaplaşmalarla farklılığını gösteriyor.

The Killbillies, adından anlaşılacağı üzere, öldürme içgüdüleri yüksek taşralıları anlatan bir filmdir. Film iki düşman aile arasındaki kan davasına odaklanır.

Yaklaşık 200.000 dolar gibi düşük bir bütçeye sahip olan filmde çete lideri rolünde ünlü yönetmen Sam Raimi’yi, çetedeki elemanlardan Chain Man rolünde ise kardeşi Ted Raimi’yi izlemek kesinlikle ilginç bir deneyim.

Yönetmen Len Kabasinski’nin 2007 yılında çektiği Fist of the Vampire, o içimize kurt düşürecek tarzda bir aksiyona sahip değil.

Testere serisinin ilk filmi ve son beyazperde manyağı‘Jigsaw’ John Kramer’la tanışalı 6 yıl olmuş… Hiç ara vermeden çekilmesi yüzünden beyazperde 2004’den beri her yıl mutlaka kan ve vücut parçaları ile doldu.

Bir Rodriguez projesi olarak bakıldığında, süresi içerisinde en fazla güç kaybeden filmlerden biri diyebiliriz Machete için.

Srpski Film bir yumruk gibi iniyor ağzınıza, sizi onu yutmaya zorluyor, midenizde açılıyor ve iz bırakarak bağırsaklarınızda dolaşıyor.