Grotesque; sadizm, tecavüz, işkence, adam öldürme gibi öğeleri ardı ardına veriyor. Bir olay örgüsü kurmadan seyirciyi vahşetin doruklarında gezdiriyor.
1986 yapımı, John McNaughton'ın senaryosunu yazıp yönettiği ''Henry: Portrait of a Serial Killer'' seri katil filmleri arasında çok farklı ve özel bir yere sahiptir.
Dehşet Evi, Miguel Ángel Vivas'ın ilk uzun metrajlı filmi... Avrupa korku sinemasının tüm sert notalarını basan, kiminin çok beğeneceği türden bir film.
The Killbillies, adından anlaşılacağı üzere, öldürme içgüdüleri yüksek taşralıları anlatan bir filmdir. Film iki düşman aile arasındaki kan davasına odaklanır.
Yaklaşık 200.000 dolar gibi düşük bir bütçeye sahip olan filmde çete lideri rolünde ünlü yönetmen Sam Raimi’yi, çetedeki elemanlardan Chain Man rolünde ise kardeşi Ted Raimi’yi izlemek kesinlikle ilginç bir deneyim.
Testere serisinin ilk filmi ve son beyazperde manyağı‘Jigsaw’ John Kramer’la tanışalı 6 yıl olmuş… Hiç ara vermeden çekilmesi yüzünden beyazperde 2004’den beri her yıl mutlaka kan ve vücut parçaları ile doldu.
Romero'nun "Dead" üçlemesinin ikinci filmi Dawn Of the Dead serinin ilk filmi gibi büyük bir prodüksiyon olmamasına karşın gişede oldukça iyi bir başarı elde etti.
Lucio Fulci'nin 1979-1981 arası çektiği "Mahşerin Dört Atlısı Gibi" diye tabir etmeyi pek sevdiğimiz "doğaüstü korku" filmlerinden biri House by The Cemetry.