Frightfest ve daha bir ton festivalde gösterilmiş olan İngiliz yapımı The Eel / Yılanbalığı, uzun zamandır izlediğim en iyi kısa filmlerden biri.
Devamını oku »
Frightfest ve daha bir ton festivalde gösterilmiş olan İngiliz yapımı The Eel / Yılanbalığı, uzun zamandır izlediğim en iyi kısa filmlerden biri.
Devamını oku »The Flesh Eaters, 1960'ların b-tipi bilimkurgularını ve eski vahşet filmlerini sevenler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir kayıp hazine!
Devamını oku »Hollandalı yönetmen Tom Six, The Human Centipede / İnsan Kırkayak'ta ''vücut'', ''ameliyat'' ve ''beden ile benlik arasındaki ilişki'' gibi temaları son derece acımasız bir şekilde masaya yatırıyor.
Devamını oku »Bu sene Film4 Frightfest‘in en ”öteki” filmi, alternatif salonda oynayan bir belgeseldi. Geçtiğimiz senelerde Slamdance, Montreal Fantasia ve Austin Fantastic Fest gibi en iyi janr festivallerinde yer alan I Think We’re Alone Now (2008), bir hermafrodit ve bir otistiğin, ünlü bir şarkıcıya olan saplantılı aşklarını konu alan ufak ama çok dokunaklı bir film. Frightfest, bu sene ilk defa ana salonun …
Devamını oku »İlk olarak 1843 yılında yayınlanan Kara Kedi (The Black Cat), Edgar Allan Poe'nun en ünlü kısa hikayelerinden biridir...
Devamını oku »Combat Shock (1986), 1980’lerin en önemli, unutulmuş, kült, bağımsız filmlerinden biri. Hayatım boyunca izlediğim en depresif filmlerden biri olan Combat Shock, Vietnam sonrası eve dönen gazi Frankie’nin fakirlik ve sefalet içinde dipsiz bir kuyuya sürüklenişini anlatıyor. Combat Shock için Eraserhead (1977) kadar boğucu, Taxi Driver (1976) kadar inatçı bir film desek abartmış olmayız. Tabi Combat Shock’un çok ama çok düşük …
Devamını oku »Bütün klişeliğine rağmen, uzun süredir sinemada izlerken en keyif aldığım film Drag Me To Hell! Bu tarz bir korku-komedi uzun süredir sinemalara gelmemişti...
Devamını oku »French Connection (1971), Exorcist (1973), Bug (2006) filmlerinin yönetmeni William Fredkin’in yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği, başrolde Jaws (1975) ve 2010‘dan (1984) aşina olduğumuz Roy Scheider‘in oynadığı Sorcerer (1977), tartışmasız son zamanlarda izlediğim en iyi film. Posteriyle beni daha baştan tavlayan Sorcerer, aslında hüzünlü bir perde arkası hikayeye sahip. Yapım esnasında yönetmen ve ekip sürekli kavga etmişler, Roy Scheider yıllarca bu …
Devamını oku »Sam Dunn ve Scot McFadyen'in yeni belgeseli Global Metal, ''Heavy Metal'' kültürünün dünyanın dört bir yanındaki izlerini incelyen harika bir yapım.
Devamını oku »Sadece korku sinemasının değil, modern Amerikan sinemasının en önemli filmlerinden biri olan Night of The Living Dead, tartışmasız bir kült klasik…
Devamını oku »Of Unknown Origin, çok doğru bir şekilde ''Stephen King'in yazıp çekmediği en güzel Stephen King filmi'' diye tanımlanabilir.
Devamını oku »Tipik bir 80'ler slasher filmi olan Pieces (1982), özellikle bu türün hayranları için çok ama çok keyifli bir film.
Devamını oku »Oyunculuk olarak da Daughters of Darkness bir erotik vampir filminden beklenmeyecek kadar iyi bir kadroya sahip.
Devamını oku »Lucio Fulci'nin 1979-1981 arası çektiği "Mahşerin Dört Atlısı Gibi" diye tabir etmeyi pek sevdiğimiz "doğaüstü korku" filmlerinden biri House by The Cemetry.
Devamını oku »Forbidden Planet, Neil Armstrong Ay'a ayak basmadan 13, Yuri Gagarin uzaya çıkmadan 5 yıl önce çekilmiş, bugün neredeyse ''kült'' kelimesiyle özdeşleşmiş öncü bir uzay filmi.
Devamını oku »Bu filmi internetin derinliklerinden bulup çıkaran Evrim Ersoy’a teşekkürlerle… Orhan Gencebay ve Cüneyt Arkın, hazine bulmaya gidiyoruz diyerek dolandırdıkları zengin turistlerin paralarını cebe attıktan sonra, İzmir’in sahil şeridinde arabalarında keyifle seyir halindedirler. Orhan Gencebay, Cüneyt Arkın’a: ”Heeeyt! Umut satıyoruz, hayal satıyoruz!” ”Artık cennet köşkümü yaptırıcam, içinde bol kız, bol içki olacak” ”Ben de dünya çapında bir müzik stüdyosu yaptırıcam… ama …
Devamını oku »1992'nin en iyi drive-in filmi olarak nitelenen Even Hitler Had A Girlfriend, içerdiği bolca çıplaklık, kara mizah ve şaşkınlık yaratan ismi ile tam bir kült film.
Devamını oku »Aşkların En Güzeli, gelecek haftaların birinde seyredip, gelecek aylarda, geçecek senelerde unutamayacağınız olayların filmi...
Devamını oku »City of The Living Dead, Fulci'nin en en iyi filmlerinden biri değil, ama en enteresan ve en ünlü olanlarından biri.
Devamını oku »Son derece kendine mahsus, garip ve sürreal bir korku sineması örneği olan Phantasm (1979), ”kült film” deyince akla ilk gelen düşük bütçeli filmlerden biri.
Devamını oku »